21 Aralık 2014 Pazar

Yılbaşında Sevdiklerinize Küçük Sürprizler Yapın!

Yılbaşı denilince aklıma akşama kadar tıka basa yemek yeyip, evde tek başına serilerini izlemek geliyor...
Ve de sevdiklerimizin bize yaptığı sürprizler, bizlerin onlara yaptığı sürprizler......
Peki ne alacağınızı seçemiyor musunuz? Bir de benim fikirlerime göz atın derim :))
 

* Şu yaşıma geldim hala kar kürelerini hayranlıkla izlerim,
                                   
                                   *Oyuncak ayılar, Hediye sepetleri, eşinize güzel bir elbise
                                   *erkekler içinse kravatlar, çoraplar *-* çok güzel olacaktır 


                                     ben mesela en   yakın dostuma bir kitap almayı tercih ettim..
           
                     













6 Ağustos 2014 Çarşamba

Bonibonlu Kurabiye Yapımı

Malzemeler:  80 gr bitter çikolata
                       80gr tereyağı (ben margarin kullandım)
                       1 yumurta 

                       1 su bardağı pudra şekeri
                       1.5/2 su bardağı un ( kıvamına göre ayarlayınız)

                       Yarım su bardağı kakao
                       Yarım paket kabartma tozu
                       3 paket bonibon ( ki baya arttı) :)
            

 

Yapımı: Öncelikle tereyağını tavada ısıtıyoruz tereyağı eridiğinde ocağı kapatıp  bitter çikolataları aktarıyoruz, karıştırıyoruz çikolatalar tereyağının sıcaklığında  2-3 dakikada  kıvam alacaktır..
Sonra yoğurma işlemine başlıyacağız; erittiğimiz çikolatayı bir kaba boşalttıktan sonra yumurtamızı, pudra şekerimizi ve kakaomuzu aktarıp bir karıştırma aletiyle karıştırıyoruz sonra yavaşça unları bir kaşık yardımıyla kaba koyuyoruz ardından kabartma tozunu yoğurmaya başlıyoruz azar azar kıvamına göre unu aktarıyoruz hamur kıvama geldiğinde ceviz büyüklüğü kadar parçalar alıp yuvarlıyoruz çok hafif bastırıp tepsimize diziyoruz(yağlı kağıt serebilirsiniz) ve üzerine bonibonları göz zevkinize göre yapıştırıyorsunuz önceden ısıttığınız 180 derecelik fırında yaklaşık 12-20 dakikada pişiriyorsunuz ve servise hazıır :)
           
                                    

ilk denememdi bonibonların rengi biraz soldu diğer yapışımda daha erken çıkarmalıyım :)))
AFİYET OLSUN




22 Haziran 2014 Pazar

Bugün Neler yaptım

Malum yaz geldi annem harıl harıl temizlik yapmaya başladı bende fırsattan istifade odamı düzenledim,temizledim,yeni şeyler yaptım..
biraz çılgınlık yapıp odamın bir duvarını karikatürlerle kapladım :)


Bugün bir kitabı bitirdim herkese tavsiye edebileceğim charles bukowski'nin çocukluk yıllarını anlattığı kitap.
Ve karpuz,peynir,ekmek klasiğini bozmadık :D
Pazar günüm böyle geçti..

19 Haziran 2014 Perşembe

Rüya kapanı

Yapımında kullanılan ve geleneksel olarak söğüt ağacından yapılan çemberin hayatın çemberini (bebek olarak doğmak, çocukluk, yetişkinlik ve tekrar "bebek"e dönülen yaşlılık) sembolize
ettiği, çembere dolanarak örülen, ortası boş ağın çemberle buluştuğu nokta sayısına göre farklı farklı şeyler sembolize ettiği (örneğin eğer sekiz noktada buluşuyorsa, örümceğin bacaklarını sembolize ediyor), inanılan efsaneye göre çeşitli nedenlerle tüyler eklenen (mesela bir tanesi iyiliğin yolunu kutsanmış tüylerle buluacağını söylerken, diğeri bunu halka yayan adamın rüyasında öyle gördüğünü söylüyor), kötü düşünceleri sizden uzaklaştırıp, iyi düşünceyle dolmanızı sağlayan kızılderili inanışı. yatakların baş ucuna asılır. aksesuar olarak da gerek duvara asma amaçlı, gerek taklitleri küpe, kolye ucu..vb olarak çok kullanılan bir motiftir. 
 düş kapanın amacı kötü rüyaları ve düşünceleri uzaklaştırıp, iyi rüyalar görmeyi sağlamaktır.

17 Haziran 2014 Salı

Tattoo choker

Tattoo choker yani bizim çocukken bakkallardan 25kr'ye aldığımız streç takılar;


 
sanıyorsam misina ipiyle yapılıyor çünkü esnek bir şey;
Türkiye'de nerede bulabiliriz diye sorarsanız bakkallarda hala varmı bilmiyorum ama geçenlerde Bershka da ve tıktık bir blog satışında gördüm.

16 Ocak 2014 Perşembe

Film önerisi

Herkese merhaba okuldan vakit olmuyor neyse ki tatil yaklaştı :))
Into the wild: izlediğim en guzel filmlerden biriydi;
Hepimiz nasıl bir yaşama sahip olursak olalım, en az bir kez içinde bulunduğumuz yaşamın stresine dayanamayıp olabildiğince uzaklara kaçmayı, doğa ile bir yaşamayı hayal etmişizdir. Sonuçta şehirlerimize, bilgisayarlarımıza ve cep telefonlarımıza ne kadar bağlı olursak olalım, milyonlarca yıl doğa ile bire bir yaşamış bir yaşam türünün torunlarıyız. Ve başkaları ne kadar nasıl bir yaşama sahip olmamız gerektiğini öngörse bile, bir insan olarak her zaman değişik seçimlere sahip olduğumuzu bilmemiz önemli. İstemediğin bir okula gidip, nefret edeceğin bir işte bütün yaşamın boyunca köle gibi çalışmak mı, veya her şeyi geride bırakıp doğa ile beraber yaşayıp her gün temiz havayı ciğerlerine çekmek mi? Seçim ilk bakışta basit gibi.

Özete gelirseek:


Into the Wild, bir metropolden vahşi hayata, kirlilikten saflığa ve temizliğe dönüş hikayesidir. Önemli bir üniversiteden dereceyle mezun olan Christopher aynı zaman başarılı bir atlettir de. Mezuniyet sonrası verilen bir davette ailesine istediği hayatın bu olmadığını, bir şeylerin eksik ve yanlış olduğunu söyler. Genç adam tüm mal varlığını hayır kurumuna bağışlayıp sahip olduğu her şeyi evinde bırakarak bambaşka bir hayata doğru uzun bir yolculuğa çıkar. Alaska’nın ıssız ormanlarında sona eren bu yolculuk esnasında ve sonrasında Christopher, hayatını kökünden değiştirecek bazı kişilerle tanışarak, hayatın anlamını ve ölümün kaçınılmazlığını en sert haliyle deneyimleyecektir.
Ünlü oyuncu Sean Penn'in yönetmenliğini üstlendiği, iki dalda OScar'a aday gösterilen filmin başrollerinde Emile Hirsch ve Vince Vaughn bulunuyor.

Ve kesinlikle izlemenizi şiddetle tavsiye ederimm ^_^